Gel zaman git zaman bahar bitti, yaz bitti, kış geldi. Kar yağmaya başladı, doğayı beyaz bir örtü kapladı. Yine yollara düşmüştü bizim uğurböceği, yüreğinde o ilk günün heyecanıyla. Yolda rastladığı bütün ağaçlar, bütün çiçekler yapraklarını dökmüştü. Birden içinde bir korku belirdi; ?ya benim sevdiceğim beni beklemekten yorgun düşüp, kışa yenik düştüyse? diye mırıldandı kendi kendine. Yüreğinde duyduğu korkuyla daha hızlı kanat çırpmaya başlamıştı yetişmek için sevdiceğine. Rüzgar şiddetini artırmaya başlamıştı, tipiden yolunu göremiyordu uğurböceği. Çok yorulmuştu, nefes almakta güçlük çekiyordu, yorgunluktan harap bitap bir haldeydi ama içinde ki biriktirdiği sevgi ona ?biraz daha dayan, az kaldı? diyerek ona güç veriyordu. Artık kanatlarını çırpamaz hale gelmişti ve kendini yukarıdan yavaşça aşağı bıraktı. Havada bilinçsiz bir şekilde aşağı düşen uğurböceği artık kanat çırpmıyor, yüreğinde sadece sevdiceğine kavuşabilmek arzusu ?hiç olmazsa son bir defa onu görebilsem? diyerek mırıldanıyordu…
Sonra mı ne oldu? Ne oldu dersiniz? Burada bir geçiş yapalım papatyadan anlatmaya devam edelim hikâyemizi.
Papatya sabah uyandığında her tarafı beyaz bir örtünün kapladığını görmüştü. Hayatında ilk defa görüyordu. Havada epey soğuktu, beklemeye başladı sevdiceğinin uzaklardan gelişini. Birden bir rüzgar kapladı her tarafı ve giderek şiddetini artırıyordu. Tipi nedeniyle göz gözü görmez olmuştu. Papatyanın içini bir üzüntü kaplamıştı. Sevdiceği kanat çırpmaktan yorulup vazgeçtiyse gelmekten ya da yorgunluktan gözleri ölüme kapandıysa. Papatyacık üzüntüden gözyaşlarına hakim olamıyordu. ?Allah?ım ne olur o kapattıysa gözlerini bu dünyaya izin ver bende kapatayım, bir daha çiçek açmayayım. Hala kanat çırpıyorsa, bana gelmek için izin ver son bir daha onu görebileyim? papatyacık başını gökyüzüne çevirmiş gözlerinde yaşlar içinden dua ediyordu. Derken gökyüzünden bir şeyin aşağı doğru düştüğünü gördü papatyacık ve gördüğünün kendi sevdiceği olduğunu fark etti. Ancak sevdiceği yere doğru hızla düşüyordu. Onu kurtarmak için bir şeyler yapmalıydı. Tüm gücünü toplayarak boynunu eğebildiği kadar eğdi ve uğurböceğimiz papatyacığın yapraklarının üzerine düştü. Papatyacık içinde büyük bir mutluluk hissetti. Ancak uğurböceği yorgunluktan bilinçsizce yatıyordu yapraklarının üzerinde ve çok üşümüştü. Papatyacık onu sımsıkı sararak ısıtmaya çalıştı ama kendide çok yorgundu.
Gözlerini kapadı, derin bir uykuya daldı. Şimdi her ikisi de derin bir uykudaydı.
Ya sonrası, ne oldu dersiniz? Bakalım ne olmuş…
Önce papatyacık uyandı gökyüzüne çevirdi başını, güneş açmıştı. Toprağın üstü hala bembeyazdı ama güneş ısıtıyordu içini. Uğurböceğine baktı… Uğurböceği uyandığında birde ne görsün, o beyaz örtünün içinde sarıpapatyası ona bakıyordu sevgi dolu gözlerle…
Uğurböceği ile papatya - Yorumlar
Yapılan Yorumlar
BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler
Sınav hakkında 24 Aralık 2010
Yaşamın hikayesi 24 Aralık 2010
Dört kelebek 22 Aralık 2010
Gerçek arkadaş 14 Eylül 2010
SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları
ÖNE ÇIKAN KATEGORİLER
FACEBOOK'TA BİZ
Hoşgeldiniz
kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır