Gözlerimi önmüde yürüyen çocuğun üzerinden alamıyordum.Daha doğrusu yürümeye çalışan çocuğun üzerinden…
Elindeki koltuk değneklerini büyük bir güçlükle aldırıyor ve alt tarafı pek tutmayan vücuduyla sağa sola sallanmıyordu.13-14 yaşlarında olmalıydı.Sanki büyülenmiş gibi onu takip ederken,aniden düştüğünü gördüm.Koltuk değneklerinden biri kaldırıma rasgelmişti ve kayarak düşmesine seben olmuştu.Yanına giderek yerden kaldırmaya çalıştım.Sessizce ağlıyordu.Arkasını sıvazlarken :
-Üzülme dedim.Olur böyle şeyler.
-Üzülmüyorum,dedi.Zaten pek üzülmem,dedi.Elimle gözyaşlarını silerken :
-Ama ağlıyorsun dedim
-Kolum çok acıdı,dedi.Onun için ağlıyorum.Gömleğini sıyırıp koluna bakmak istedim.Aman Allah’ım!..Koluda bileğinden kesikti.Bu yüzden koltuk değneklerinden birisi özel olarak yapılmıştı.Elini farkettiğimi anlayınca :
-Bu düşüşümm birşey değil,dedi.Daha önce düştüğümde elim arabanın altında kalmıştı.
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum.Ama teselli olsun diye:
-Üzülme,dedim.Pekala ölebilirdin de.
Hafif bir tebessümle :
-Üzülmüyorum diye tekrarladı.
-Biraz öncede aynı şeyi söylemiştin,dedim.Neden böyle düşünüyosun? Koltuk değneklerinin üzerinde titrek vücudunu olabildiğince dikleştirirken :
-Çünkü,dedi BEN ALLAH’a İNANIYORUM…O’na inananlar ebedi bir vücuda sahip olmayacaklar mı? Hemde sapasağlam bir vücuda…
Aman Yarabbi,neler duyuyordum! Bu kadar küçük bir kalbin bu kadar büyük bir iman taşıdığını ilk defa görüyor ve vücudumun ,onun hastalıklı vücudundan daha fazla titrediğini hissediyordum.Teşekkür ederek yanımdan ayrıldı.O küçük kahramanın arkasından bakarken,ister istemez hangimizin daha mutlu olduğunu düşünüyordum….