Sana uzak olan herşey bana yakındı.
Belki senin pencerenin gecesinde ışıltılı bir yıldıza paraleldi gözlerim.
Belki senin yeryüzünde aşka atılan tüm adımların yegane temsilcisiydim.
Günlerden bir gün ;
Belki saçlarını okşadığın küçük bir çocuktum dokunuşunla gülümseyen.
O kadar çok sehir gezmiştim ki hayallerinin koluna girip,
Bütün caddelerde sana yürümüştüm apansızca.
Ve ruhunla çarpışmıştım bütün köşelerde.
Sonra uyanışlarım olmuştu bir sensizlik kasabasında,
Buz tutmuş yüreğimde temmuz güneşi belirmişti uzak dağların arasından.
Senin kadar yakmamıştı elbet,
Senin kadar eritmemişti içimdeki yoksunluğu.
Artık uzak değildin sadece,
Yasaklanmıştın birde beni ben yapan gerçeklere.
Kaderimin kurduğu mahkemelere katılmıştım yüreğim kelepçeli.
Yinede kanunsuzca gülümsemiştim geçmişin sökülüp atılan takvim yapraklarına.
Gözlerim hüzünlere teslim olmamıştı belki hiç,
Tek bir damla bile inmemişti yokluğuna dair ve benden bi haber,
Ama yüreğim kaç gece okyanuslara taşınmıştı kimbilir.
Bu gün,yarın ve ilelebet !
Hem uzak hemde yasaksın artık bana.
Üstelik ;
Yüreğime vurduğu kelepçeleri de çıkardı artık kader.
Artık hayatın bütün kurallarına uyuyorum.
Ve nefes almaktan ibaret ise yaşamak,
Galiba ben yaşıyorum..!