Bu iş böyle olmaz ise sen bilürsün Padişah?ım ! ? ? İstemezük ! ? naralarıyla sık sık muhtıra verip , ayak divanı toplayarak , kelle alıp , kelle satan , memleketi kurtarmak ! için ikide bir kazan kaldırıp ihtilal yapan bir ordu vardı . Sık sık darbeler yapan bu ordunun adı Yeniçeri Ocağı idi . Osmanlı Devletinin en kudretli döneminde dahi sayısı on bin kişiyi geçmeyen bu politikacı askerler , devleti ve hükümetleri vesayet altında tutardı . Herkes Yeniçeri generallerinin ağzından çıkan söze önem verirdi . Yeniçeri Hüseyin , gençliğinde bıçkın bir delikanlı idi . Sık sık olay çıkarıp dayak yer , hapse atılır ama gözünü budaktan sakınmadığı için çok sevilir , kendini çabuk affettirirdi . Zaten Yeniçeri Ocağının zabit ve neferlerinde her türlü hergelelik mevcuttu . Genç yeniçeri Hüseyin , bir gün izinli olarak birliğinden ayrılmış , şehirde aylak aylak dolaşmaya başlamıştı . Aniden cin çarpmış gibi oldu . Annesiyle birlikte yürüyen genç , güzel bir kız görünce takip etmeye başladı . Kız da Hüseyin?in farkına varmıştı . Yaşmağının altından attığı çapkın bakışlar yürüyüşüne de yansımış , delikanlıyı bir uydu gibi cazibesine almıştı . Ağa Hüseyin aşk yıldırımıyla çarpılmış , birkaç defa takipten vazgeçmek istediyse de başaramamıştı . Bu tatlı bela son derece güzel , Yeniçeri Hüseyin de biraz içkili yani çakırkeyfdi . Anne kıza arkadan yaklaşan Hüseyin , birden genç kıza sarılarak iki yanağından öptü . Uzaktan Ağa Hüseyin?i tahrik eden kız , işin bu raddeye geleceğini tahmin edemeyince çığlık kopararak düşüp bayıldı . Annesi avazı çıktığı kadar bağırıyor , beddualar savuruyordu . Çevreleri bir anda insan doldu . Güçlü kuvvetli birkaç esnaf Ağa Hüseyin?in üzerine yürüyerek yakaladılar . O sırada Karakollukçular da yetişerek , Ağa Hüseyin?i yaka paça ederek Ağa?nın huzuruna götürdüler . Yeniçeri Ağası kalın bir sesle gürledi : – Gel bakalım delikanlı ! Hesap göreceğiz . Sen benim kim olduğumu bilir misin ? – Bilirim Ağa?m ! – Peki , bu ettiğin halta ne diyeceğiz ? – Ne diyeyim Ağa?m ; kör nefse uyduk ? – Seni zindana atacağımı düşünemedin mi ? – Düşündüm ve hesapladım Ağa?m ! – Diri diri derini yüzeceğimi ? – Düşündüm ve hesapladım Ağa?m ! – Asacağımı düşünmedin mi ? – Hesapladım Ağa?m ! Yeniçeri Ağası her tehdidin ardından ? Hesapladım Ağa?m ? cevabını aldıkça çılgına döndü . Birden adamlarına emir verdi : ? Alın şu it oğlu iti ; Cerrahpaşa?ya götürüp iyice budatın . dibinden kestirin Sonra da Harem Ağa?larının arasına atın . ? deyince Ağa Hüseyin?in gözleri fal taşı gibi dehşetle açıldı . – Aman ; ayaklarını öpeyim Ağa?m ! Yemin ederim ki bu kadarı hesabımda yoktu ; Ağa?m ! Ağa Hüseyin göze girerek zamanla yükseldi . Vezir paşa olmasına rağmen o , hep ?Ağa? kelimesi başa gelerek Ağa Hüseyin Paşa olarak anıldı . Ağacı kesen baltanın sapı da ağaçtan olurmuş . Padişah II.Mahmut , Yeniçeri Ocağı?nı kapatmayı kafasına koyunca Yeniçeri Ağası yaptığı Ağa Hüseyin Paşa?yı görevlendirdi . Planlar gizli tutuldu . 1826 Yılında Yeniçeri kışlalarını topa tutarak Ocağı öyle bir dağıttı ki binlerce yeniçerinin kanı İstanbul sokaklarında sel gibi aktı . Halk o kadar bezgin ve nefret yüklüydü .Yeniçeri mezarları bile kırılıp yerle bir edildi . Ağa Hüseyin Paşa , gırtlağına kadar siyasete bulaşmış , cuntalaşmış , ihtilalci bir orduyu yok ederek adını tarihe ? Son Yeniçeri ? olarak yazdırdı
Son Yeniçeri - Yorumlar
Yapılan Yorumlar
BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler
Sınav hakkında 24 Aralık 2010
Yaşamın hikayesi 24 Aralık 2010
Dört kelebek 22 Aralık 2010
Gerçek arkadaş 14 Eylül 2010
SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları
ÖNE ÇIKAN KATEGORİLER
FACEBOOK'TA BİZ
Hoşgeldiniz
kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır