Sineme bir köz düştü bugün apayrı yanar
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Zarda bülbül ben miyim yoksa gonca mı yanar
Dinmeyen bu ateşin hasret koydum adını
Nazlı yarin bir ahı bana bin ah çektirir
Bu vahlar gülşenime kara çalı ektirir
Çare bulunmaz bir dert canı candan bıktırır
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Sanırdım ki yandıkça bu odlarda pişerim
Ne çare ki; kavrulur haldan hala düşerim
Üstesinden gelemem acizane beşerim
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Burkuldukça yüreğim anlarım ki yar ağlar
Damla damla göl olup gözümün suyu çağlar
Derdime ortak olur başı dumanlı dağlar
İçimdeki ateşin hasret koydum adını
Dervişim hu diyerek dergahında süründüm
Hicranlardan örülü hırkalara büründüm
Cananın meclisinde vuslat diye göründüm
İçimdeki ateşin hasret koydum adını