Wall Street Journal gazetesinde yer alan bir haberde, Dr. Hutter tarafından uygulanan kemik iliği tedavisinin süreci ilk kez basında açıklanırken, 600 gün boyunca ilaç kullanmayan 42 yaşındaki hastada HIV virüsünün izine rastlanmadığı ifade edildi. Haberde 1996 yılında AIDS hastalığına karşı kullanılan antiretroviral ilaçların HIV virüsünü barındıran hücrelerin zamanla yok edeceğine inanıldığı belirtildi. Ancak HIV virüsü kendini hastanın öz DNA?sına kopyalayarak ?sığınak hücreleri? denilen hücrelerde uykuya yatabilme özelliğine sahipti. Bu sayede, ilaç tedavisi ardından virüs tekrar canlanabiliyordu. Aynı yıl içinde, doktorlar yüzlerce kişiyle çok riskli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen virüsten etkilenmeyen eşcinsel erkekler olduğunu fark ettiler. Bu erkekler ebeveynlerinden kendilerine miras kalan bir mutasyon sayesinde HIV virüsüne bağışıklık gösteriyorlardı. Bu mutasyon, CCR5 adlı molekülün hücrelerin yüzeylerinde belirmesine engel oluyordu. CCR5, HIV virüsünün hücrenin içine girmesini sağlayan bir kapı işlevi görüyordu. Ancak Avrupa?daki nüfusunun sadece yüzde 1?inde olduğu düşünülen Delta-32 mutasyonu, CCR5 molekülünü kullanarak hücreye girebilen HIV virüsünü bloke ediyordu.