“insan diyarbakır’a bir gelirken ağlar.. bir de giderken..”
tayini diyarbakır’a çıkanlar, gelirken ağlarmış,
“bu allahın unuttuğu yerde nasıl yaşarız” diye.. bir de giderken.. “bu cenneti nasıl bırakıp gidiyoruz” diye..
işte biz de gidiyoruz…
hıncal uluç, sabah gazetesindeki köşe yazısını böyle bitiriyordu, diyarbakır gezisinin peşinden… gerçekten de, buraya gitmeyen insanlar, diyarbakır’ı gördükten sonra işte böylesine etkileniyor…
yıllarca gözden uzak kaldı. kimse yan dönüp bakmadı bile. unutuldu gitti, doğunun bir köşesinde. terörün gölgesinde kaldı. kimse gitmedi. gidemedi. ama bundan böyle her şey değişti. doğu’nun en hoş yerlerinden olan ve turistik olarak kesinlikle görülmesi gereken yerlerden bir olmaya aday diyarbakır.
diyarbakır’a yıllar önce biz gazeteciler yalnızca bir şey için giderdik. olaylar için. her gidişimizde içimiz parçalanırdı. bu insanlar niye böylesine perişan diye kendimize sorular sorar, yanıtlarını arardık. ama son yıllarda diyarbakır’a giderken bundan böyle keyifle gidiyorum. endişe duymuyorum. çünkü sokaklarında özgürce gezme şansınızın olduğu, anadolu’nun bu hoş kentinde, yıllara meydan okuyan tarihsel yerleri gezmenin keyfi apayrı. bir de diyarbakır insanının, hiçbir çıkar gözetmeden size yardım elini uzatması, samimiyeti gerçekten yaşanmaya ve görülmeye değer.
diyarbakır’ın ne vakit kurulduğu bilinmiyor. çeşitli kaynaklarda, şehrin doğusunu sınırlandıran ve dicle yatağından yüz metre kadar yükseklikte bulunmakta olan fiskayası isimli sarp kayalığın, içkale kesiminin ilk yerleşme yeri olarak çekirdeği oluşturduğu sanılmaktadır. en az beş bin yıllık bir geçmişe sahip olan diyarbakır, kurulduğu günden beri yeri değişmemiş ender yerleşim yerlerinden biridir. diyarbakır, başka şehirlerin aksine yürüyerek dolaşabileceğiniz güzellikleri içerisinde barındıran bir şehir. nerede kaldığınızın önemi yok. derhal her yer, yarım saatlik yürüyüş uzaklığı içerisinde. kervansaray otelde kalıyorsanız, otelden çıkar çıkmaz sol tarafa dönerseniz, kendinizi boydan boya uzanan surların dibinde buluyorsunuz. taksi aramayın. ayaklarınıza rahat ayakkabı giyin ve yürüyüşe başlayın surların çevresinde.
surlar, şehri hemen hemen baştan sona çeviriyor. çin seddinden sonra dünyanın en büyük ikinci surları. bu bölgede surlar tekrardan elden geçiriliyor. o nedenle bazı bölümlerinin üzerine bile çıkmanız olası.
otelin yanındaki surların arasından geçin, dışarı çıkın. burada diyarbakır’ın dış mahallelerini görme şansınız var. en mühimi de dicle nehrini. çekilin bir kenara. bir başka dünyada hissedin kendinizi… asıl gezi şimdi başlıyor. oteli sağ tarafınıza alın ve yürüyüşe başlayın. sağlı sollu alışveriş yerleri, sebze satıcıları, yerel kıyafet satan dükkanlar sizi bekliyor. anadolu’nun bu değişik coğrafyasının tadını çıkarın. bir miktar ileride sağ tarafta bulunmakta olan peynirciler çarşısına kesinlikle uğrayın. yörenin birbirlerinden lezzetli peynirlerini kesinlikle tadın. vaktiniz varsa, ya da geri dönecekseniz bir miktar da yanınıza alın. büyük şehirlerde satılan peynirlerle alakasının olmadığını göreceksiniz. peynir pazarını geçince, bir miktar ileride anadolu’nun en eski dinsel mabetlerinden biri olan ulu cami karşınıza çıkacak. ulu cami türkiye’deki en eski cami olarak biliniyor. bir zaman geçtikçe kilise olan bu mabet, daha sonra camiye dönüştürülmüş. gerçekten enteresan mimari özellikleri ve konumuyla diyarbakır’ın merkezinde yer alıyor. caminin minareleri ise, dikdörtgen formuyla derhal dikkati çekiyor. üzerinde bulunmakta olan işlemeler ve taş işçiliği gerçekten görülmeye değer.
cami dışında bulunmakta olan diyarbakır çarşısı’nda, doğu’nun yansıması var. bölgenin tüm renklerini görüyorsunuz. tütün satanlar, altın satan kuyumcu dükkanları, yörenin derhal her türlü yiyeceğini bulabileceğiniz dükkanlar sıra sıra.. bilhassa altın çarşısı kesinlikle görülmeli…
ulu cami çevresindeki çarşılarda günlük yaşamın kalbi atarken, içeri girdiğinizde sizi bir başka dünya karşılıyor. ana girişin derhal karşısında avlunun ortasından yer alan şadırvan gerçekten görülmeli. caminin hemen hemen orijinalliği korunmuş tuvaletleri ve banyo yapılan yeri ise görülmeli. tarihi binanın taş işçiliği etkileyici.
eski diyarbakır sokakları da kesinlikle görüleceklerin arasında. daracık, geleneksel mimari ile yapılan yerler. bunların arasına kesinlikle girin. bilhassa yiyecek maddelerinin satıldığı, altın çarşısının yanısıra bulunmakta olan sokaktan içeri girdiğinizde, eski diyarbakır’ı gerçekten bugün de bulma şansınız var. bir yanda leblebi satanlar, bir yandan günlük yaşamın sürdüğü evler.
cahit sıtkı tarancı evi
cahit sıtkı tarancı evi
cahit sıtkı tarancı müze evi (kültür müzesi)
diyarbakır’da gidilecek yerlerden biri de, tanınmış şair ve yazar cahit sıtkı tarancı’nın hayatını sürdürdüğü ev. diyarbakır’ın il merkezinde cami-i kebir mahallesi, cahit sıtkı tarancı sokakta bulunmakta olan yapı 1733 yılında tarihlenmektedir. diyarbakır sivil mimarisinin en hoş örneklerinden biri olarak günümüze ulaşmıştır. haremlik ve selamlık olarak inşa edilen evin, selamlık kısmı sonradan yıkılmıştır. iki katlı bir yapıdır ve kesme bazalt taştan inşa edilmiştir. bu binada da içe dönük mimari plan uygulanmış. cepheler iç avluya bakmaktadır. tek katlı ahşap giriş kapısı dar bir koridorla avluya açılmaktadır. binada mekanlar iklim şartlarına ideal olarak mevsimlere göre cephelere yerleştirilmiştir. beyaz renkli “ciz” veya “kehal” denilen süslemeler bu binada da en hoş biçimde kullanılmıştır. ev, yıllarca virane olarak kaldıktan sonra, kısa vakit önce kültür bakanlığı tarafından restore edilmeye başladı. kısa müddet önce bitirilen ev, isteyenlerler tarafınndan gezilebiliyor.
gazi köşkü, 16. yüzyıla ilişkin olan bir akkoyunlu eseri. diyarbakır’ın derhal dışında yer alıyor. 16. kolordu komutanı olarak diyarbakır’a atan gazi mustafa kemal, çok sevdiği bu köşkte 11 ay kalmıştır…1937 yılında diyarbakır’a geldiğinde, köşk sahiplerinden satın alınarak armağan edilmiş. köşk bugün valilik tarafından müze olarak kullanılmaktadır… geniş bahçesi ise, diyarbakırlılar için iyi bir piknik alanı… köşkün alt katında havuzlu salonu var. üst katta nefis bir balkonu var. oturma odaları ve yatak odası da bu katta yer alıyor. şehir dışında ama dicle’ye ve diyarbakır’a hakim manzarası var. çevresindeki yeşil alanda diyarbakırlılar piknik de yapıyor.
ongözlü köprü : eski dicle üstünde yer alıyor. gerçekten etkileyici.şimdi altından bir zamanların görkemli dicle nehri yerine bundan böyle daha cılız bir nehir akıyor. ama yine de görülmeye değer.
dört ayaklı minare
diyarbakır’ın en eski yerleşim yerlerinden olan özdemir mahallesinde balıkçılarbaşı’ndan yeni kapıya doğru inen yolun üzerinde yer alan minare, gerçekten görülmeye değer.
günümüzde sokağın ortasında sıradan bir taş gibi duruyor. ama tek kubbeli kare prizma gövdeli minare, üstünde iki pencere de yer alıyor. kubbe kurşun kaplıdır. leylek yuvasının sardığı kesik koni bicimindeki taş alemin dikkatli bakılınca üst kesimi çok az görülebilir.
minarenin bulunduğu yörede, şehrin günlük yaşamı her gün biteviye devam eder. bir yanda leblebi satılıcıları, bir yanda demir işçileri.
Diyarbakırın değişik güzellikleri - Yorumlar
Yapılan Yorumlar
BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler
23 milyon vatandaşın ehliyeti değişecek! 28 Haziran 2012
Chat – Sohbet 06 Nisan 2011
Türk Tarihindeki Dandanakan Savaşı 03 Nisan 2011
Kadınları Mutlu Etmenin Yolları 09 Mart 2011
SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları
ÖNE ÇIKAN KATEGORİLER
FACEBOOK'TA BİZ
Hoşgeldiniz
kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır