Kolay hayat ister olduk. Sevgimizi, aşkımızı bile kolay yaşamak
istiyoruz. Bizi yormasın, zorlamasın, başımıza bela olmasın. İstediğimiz
zaman yanımızda olsun, onun dışında yok olsun. Bir kumandanın ucunda
olsun her şey, bir bilgisayarın düğmesinde, bir telefonun tuşlarında.
Ulaşmak, yaşatmak, canlandırmak, hissetmek için çaba harcama…yalım. Sanal
dünya giriverdi hayatımıza, çok da işimize geldi. Sanal alemin, sanal
insanları oluverdik hemen. Duygularımızdan korkar olduk. Hissetmek yok
sanki. Her şey bir yalan gibi. Sanal alem ve değeri yok. Düşünemedik ki
kablonun diğer ucunda gerçek insanlar oturuyor. Dokunmaya, hissetmeye,
göz göze gelmeye korkar olduk. Bir bilgisayar, bir anlık ileti programı
(MSN), bir kamera her şey tamam. İnsan başka ne ister ki(!). Böylesi
daha güzel galiba. Sanal bir gerçeklikte sorumluluk duygusu yok,
bağlanma yok, hesap vermek yok diye düşündük. Canın isterse varsın
(çevrimiçisin), istemezse yoksun. Ne güzel, tam bu çağın insanına göre.
Kolay işin, hangi yoldan elde edildiğinin hiç onemli olmayan kolay
paranın peşinde koşar olduk. Hayata direk tepeden başlamak istedik.
Üzerine “kolay” seks, kolay ilişkiler de giriverdi usulca yaşantımıza.
Zora gelemiyoruz zaten. Gerçek ilişkiler sıkıyor biraz. Biri azıcık
duygularından söz ettiğinde birden itici oluveriyor. Hemen pılımızı,
pırtımızı toplayıp, arkamıza bile bakmadan oradan uzaklaşıveriyoruz.
Neden peki? Bünyemizde barındırdığınız duygulardan kaçmak niye? Yok
saymak, derinlere göndermek… Kimsenin gözüne gerçek anlamda bakmak
istemiyoruz. Korkuyoruz birilerinin gözlerinin içine bakmaktan. Mekanik
hayatlar, mekanik ilişkiler, mekanik sevişmeler istiyoruz sadece. O
kadar rahatladık ki artık, ohh be. Sevmeye bile üşenir olduk. “Ben
gelemem ama gelirsen de hayır demem. Burdayım, isteyen gelip alsın. Ben
kılımı kıpırdatmam. Uğraşamam. Çaba harcayamam. Ama şöyle yakınlarımda
olsan o başka. Aşk aramıyorum, sevgi aramıyorum, ilişki aramıyorum.
Sadece sevişmek istiyorum” Deyiverecek kadar bir yerlerde unuttuk
duygularımızı. Yitiriverdik insanı insan yapan ruhumuzu. Sevmekten
korkuyoruz. Ne oldu bize? Ne zaman, nerde kaybettik sevmeyi? Kimlere
bırakıverdik ruhumuzu? Kimler acıttı canımızı da bu kadar acımasız
oluverdik? “Ben uğraşamam ama sen buralarda olursan da hayır demem yani”
diyecek kadar korkar olduk. Korkar olduk istediğimizin ardından
koşmaya. Bencil oluverdik. Bir gün yalnız uyanmanın ne kadar korkutucu
olacagı aklımıza hiç gelmiyor nedense. Kendi doğamıza hasret
yaşadığımızı bile anlayamadık. Biri bize bunu tekrar anlatsın. Ya da bir
şok bizi bu duygusuz uykudan uyandırsın. Lütfen!
alıntı..
Doğruluğu tartışılabilir :)
Sanal ilişkiler hakkında bir yazı - Yorumlar
Yapılan Yorumlar
BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler
Yürüyen Merdivenler 10 Mayıs 2011
Çılgın Projelere İhtiyacımız Var 10 Mayıs 2011
Bugün sabah olmadı onlar için 10 Mayıs 2011
Macera mı? Güven mi? 24 Aralık 2010
SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları
ÖNE ÇIKAN KATEGORİLER
FACEBOOK'TA BİZ
Hoşgeldiniz
kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır