Türkiye?nin İktisadi Kalkınmasında Hayvancılık Sektörünün Yüklendiği Fonksiyonlar
Ekonomik faaliyetlerin temel unsuru yeraltında ve yerüstünde bulunan tabii kaynaklardır.Bunların rasyonel olarak işlenmesi ve sanayileşmeye gidilmesi milli geliri ve dolayısıyla kişi başına düşen geliri arttırır, refaha ulaştırır.Milli gelirin devamlı ve muntazam bir şekilde yükselmesi,iktisadi kalkınma olarak tanımlanmaktadır.Kişi başına milli gelirin artmasıyla birlikte insanlar eksik beslenmeden kurtularak kalitatif beslenmeye yönelmektedirler. Kalitatif beslenme,ekonomik olarak kalkınmakta olan ülkelerde toplumsal kalkınmaların da ilk çıkışı olarak kabul edilmelidir.
Bu durumda,hayvanın önemli bir besin kaynağı olacağı açıktır.Dolayısıyla hayvancılık sektörü,ekonominin başlıca üretim kaynağını oluşturan insan gücünün gelişmesinde temel faktör olmaktadır.
Kıymetli gıda maddeleri olarak adlandırılan et, süt, yumurta üretimi tahıl,yağ ve şeker gibi boş kalorili besinlerin üretimine nazaran bir öncelik kazanmış,ülkeler genellikle üretim politikalarını bu çağdaş anlayışa uygun bir şekilde düzenlemişlerdir. Ülkenim kendi ihtiyacını karşılayacak seviyedeki üretimi sağlamak, milli gaye edinilmiştir.
Hayvansal orijinli gıda maddeleri üretimini arttırma çabaları,bütün dünya uluslarının üzerinde önemle durdukları aktüel bir konudur. Konunun önemi,bir yandan hayvansal orijinli maddelerin insan beslenmesindeki öneminden, bir yandan da sağlanacak üretim fazlasının ihraç edilmesi yoluyla döviz temini imkanından ileri gelmektedir. Hayvansal protein kaynaklarının insan beslenmesindeki rolü anlaşıldıktan sonra,bu maddeler bütün dünya pazarlarında alıcı bulabilen değerli ürünler haline gelmiştir.
Bu konuya Türkiye açısından bakacak olursak,hayvan ve hayvansal ürünler ihracatımız var olan üretim gücümüze ve potansiyelimize denk bir seviyede değildir.Hayvan ve hayvansal ürünler ihracatında fiyat,kalite ve standardın önemi büyüktür. Bu bakımdan,söz konusu maddelerin ihracatını arttırabilmek için hayvancılıkta verimlilik arttırılarak fiyatların düşürülmesi,üretimde kalite ve standarda gerekli önemin verilmesi zorunludur.
Bunun yanında,ithalatımızın genişletilebilmesi ihracatımızın geliştirilmesiyle mümkündür.Az gelişmiş ekonomilerin ihracatlarını kısa vadede arttırabilmeleri için,bütün Dünya pazarlarında alıcı bulabilen,gelir ve talep esnekliği yüksek olan hayvansal gıda maddelerinin ihracını arttırmaya çaba sarf etmelidirler .Türkiye?de halkın beslenmesindeki hayvansal protein yetersizliği yanında ödeme açığının yarattığı problemler ile ekonominin içinde bulunduğu darboğaz nedeniyle meydana gelen huzursuzlukların mümkün olan en kısa zamanda giderilebilmesi için hükümetlerin, meslek teşekküllerinin ve bilim adamlarının dikkatlerini ve çalışmalarını yurt hayvancılığının geliştirilmesi üzerinde yoğunlaştırmaları zorunludur. Hayvancılık sektörünün gelişmesiyle kamu kesiminin finansmanında kullanılan dolaylı vergilerden ayrı olarak dolaysız vergi gelirlerinde de bir artışın sağlanması beklenebilir.
Türkiye?de halkın oldukça önemli bir kısmının geçim veya ek gelir kaynağı olması bakımından hayvancılık sektörü,sanayi sektörünün piyasası olma fonksiyonunu ifa ederek sanayileşmeyi uyarma durumundadır.Hayvancılığın gelişmesi,Türk sanayinin gelişmesi bakımından hayati bir önem taşımaktadır.Hayvancılıkla geçinen,veya hayvancılığı ek bir gelir kaynağı olarak değerlendirme durumunda olan köylünün hayat seviyesi yükselmedikçe, sanayinin yeteri kadar gelişmesinin,mamullerini satın alabilecek bir yerli pazara kavuşmasının mümkün olmayacağı aşikardır.
Tarım sektörü ile birlikte hayvancılık sektörünün geleneksel fonksiyonlarından biri sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılamaktır. Hayvancılık, çeşitli sanayi kolları için hammadde temin eden bir kaynaktır.Gıda sanayi başta olmak üzere,çok sayıda sanayi şubesine temel hammadde ve yardımcı madde temin eder.
Hayvancılık sektörünün ekonomik fonksiyonlarından biri de ülkenin tarım sektörünü, tarımsal işletmelerini rasyonel bir düzeye eriştirmektir. Gerçekten, bitkisel üretimin insan gıdası olarak değerlendirilemeyen kısmı ile bitkisel artıkların hayvansal gıda ve hayvansal ürünlere transformasyonun gerçekleştirilmesi hayvancılık sanayi yardımıyla olmaktadır.Bu suretle,başka türlü kıymetlendirme imkanı bulunamayan tali üretim maddeleri ile üretim artıklarının işletme kazancını arttırması imkanı yaratılmış olmaktadır.
Az gelişmiş ekonomilerin özelliklerinden biri,bilindiği gibi,bölgelerarası gelir dağılımı dengesizliklerinin büyük olmasıdır.Her ne kadar hiçbir ekonomik sistemde ve iktisaden gelişmiş ekonomide bu dengesizliğin tamamen ortadan kaldırılması söz konusu değilse de, makul düzeye indirilmesi pekala mümkündür.
Zamanımızda devletler kalkınma ve bölge planlarıyla bölgesel dengesizlikleri ortadan kaldırmaya çalışmaktadır.Geri kalmış bölgelerin sanayileşme vetiresine bir an evvel geçebilmeleri bakımından tarım veya hayvancılık sektörlerinde bir gelişmenin sağlanması zorunlu olmaktadır.Hayvancılık tarla mahsulleri kadar tabiatın tehlikelerine maruz kalmamakla gelirlerde düzenlilik sağlar.İklim sebebiyle çeşitli mahsullerin yetiştirilmesine müsait olmayan bölgelerde gelir düzenini sağlaması bakımından hayvancılık bilhassa önem kazanır.
Bu durumda,hayvancılık sektörüne yapılacak yatırımlarla hayvancılık sanayinin gelişimini sağlamanın ve iktisaden geri kalmış bölgeleri refaha ulaştırmanın, milli gelirin adil olarak dağılımının hayvancılık kanalıyla mümkün olabileceği aşikardır.
İktisadi kalkınmanın kişi başına düşen milli gelirin devamlı ve reel olarak artmasıyla gerçekleştirilebileceği herkesçe bilinen bir gerçektir.Kalkınmanın iktisadi istikrar içinde gerçekleştirilebilmesi için ekonomilerin,yaptıkları yatırımların miktarını her geçen gün arttırarak istihdam hacmini yükseltirken,tam çalışma ile birlikte fiyat istikrarını da gerçekleştirmeleri gerekir.
Türkiye Hayvancılığının Bugünkü Durumu
Türkiye?de doğal şartları bakımından hayvancılığa genellikle elverişli olan,kaliteli ve geniş meralara sahip Kuzey-Doğu Anadolu?da hayvancılık hakimdir. Diğer taraftan, Türkiye?nin pek çok yerinde gerek arazinin engebeli oluşu, gerekse yeteri ölçüde yağış olmaması yanında sulama imkanlarının çok sınırlı oluşu,bitkisel üretiminin yapılamamasına sebep teşkil etmektedir.Bu durum,memleketimizde hayvancılığı ön plana geçirmiştir.
Türkiye sahip olduğu hayvan varlığı bakımından dünya ülkeleri arasında ön sıralarda yer almaktadır.
Hayvancılıkta Verimin Arttırılması Çareleri
İşletme Organizasyonunun Geliştirilmesi
Geçmişin hayvancılık anlayışı ile asrımızın ikinci yarısındaki hayvancılık anlayışı arasında çok farklar vardır.Hayvancılığın ?Tarımın vazgeçilmez bir kolu? olduğu hususundaki görüş,bugünün teknik,sağlık ve ekonomik anlayışı içinde anlamını yitirmiş durumdadır. Hayvancılık,müstakil işletmeciliğin,hatta endüstrinin kendisi olmuştur.
Türkiye?de kelimenin gerçek anlamında hayvancılıkla meşgul işletme sayısı pek azdır.Hayvancılıkla ilgili faaliyetler genellikle tarımsal faaliyetlerle birlikte yürütülmektedir.Hayvan yetiştiriciliği genellikle modern teknolojinin uygulanabilme yeteneğinden yoksun küçük köy işletmeleri içersinde ve göreneklere bağlı olarak oldukça ilkel bir şekilde yapılmaktadır.Hayvancılık işletmeciliği genel olarak ailede 2-5 sığır,15-20 koyunla yapılmaktadır.
Türkiye?deki hayvan işletmeleri rasyonel büyüklükte olmaktan uzaktır.Hayvan yetiştiriciliği tarımsal faaliyetlerle birlikte yürütüldüğünden,tarım işletmelerinin büyüklüğü arttırılmadıkça,verim artışı gerçekleştirilmeksizin hayvan sayısı artmaya devam edecektir.
Türkiye?de büyük tüketim merkezleri yakınlarında kurulmuş ve entansif süt ve besi sığırcılığı yapan işletmeler yeni yeni gelişmektedir.Bunlar süt ve et ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynadıkları gibi,kültür ırklarının ülkede yayılabilmesini sağlayacak damızlıklarla ilgili ihtiyacın karşılanmasında da yararlı olabilir.Bu tip işletmelerin teşkilatlandırılıp desteklenmesi, Türkiye hayvancılığının gelişmesi bakımından yararlı olacaktır.
Mali Olanakların Sağlanması Ve Hayvan Yetiştiricilerinin Teşkilatlanması
Türkiye hayvancılığında prodüktiviteyi engelleyen önemli bir faktör, hayvan yetiştiricilerinin mali olanaklardan yoksun bulunmalarıdır.Ülkemizde hayvancılıkla uğraşan işletmelerin hemen hemen tamamı küçük aile işletmesi tipindedir.Bunların düşük olan gelirleri tasarrufa ya hiç imkan vermez veya sınırlı kalır.
Diğer taraftan,krediler tapulu gayri menkullere karşılık verildiğinden ve halkın bir kısmının elindeki mülkün tapusu olmadığından, üreticiye verilebilen kredi sınırlı kalmaktadır. Ayrıca küçük hayvancılık işletmelerinin garanti gösterememesi, teşkilatlanmamış olması sebebiyle hayvan yetiştiricilerinin Tarım Bakanlığının verdiği kredilerden faydalanması da söz konusu değildir; Mali imkanları sınırlı, bu arada kredi sağlama olanaklarından da yoksun olan işletmeler, üretimi arttırıcı teşebbüslerde bulunamaz, gerekli tedbirleri alamaz.
Türkiye?de üretici muhtaç olduğu krediyi istediği zamanda ve miktarda elde edemediğinden, ya tefecilere başvurmakta veya ürününü düşük fiyatla satmaktadır. İçinde bulundukları koşullar dolayısıyla hayvan üreticileri mümkün olduğu nispette masrafsız bir üretim sistemi uygulamakta, meraya dayanan hayvancılık yapmaktadır. Bu yüzden mevcut köy şartlarına en uygun ve mukavim, fakat verimi düşük bir hayvan popülasyonu meydana gelmiştir.
Bütün bunlardan ayrı olarak, hayvan yetiştiriciliğinde ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi faaliyetlerinde üreticilerin teşkilatlandırılması ve kooperatifleştirilmesi, aracıların yetiştiriciyi sömürmesinin önlenmesi ve bilhassa üretimi arttırılması bakımından şarttır.
Hayvansal Ürünlerin Pazarlanmasının Sağlanması
Günümüzün ekonomik anlayışına göre hayvancılığın verimli bir üretim kolu olabilmesi,modern bilgi ve teknolojiye yer verilmesi ve başlıca üretim unsurlarının en uygun şekilde kullanılmasına bağlıdır.Hayvancılık bilgi,hesap ve ölçü ile idare edilen ve belirli büyüklüğe erişmiş pazara bağlı bir üretim kolu haline gelmiştir.Üretim ve pazarlama,modern hayvancılığın birbirinden ayrılmaz,birbirini tamamlayan kısımları durumundadır. Pazarlamayı,üretimin en son ve en önemli parçası olarak nitelendirmek mümkündür.
Hayvansal ürünlerin pazarlanmasında gaye ürünlerin teknik ve ekonomik yönden yeterli bir şekilde toplanması,işlenmesi ve nihai tüketiciye ulaştırılmasıdır. Ülkemizde yetiştiricinin pazarlık gücü genellikle zayıftır ve alıcıya tabidir. Her şeyden önce ürünlerin değerlendirilmesi için yeteri kadar tesis yoktur, değerlendirme ilkel şartlar içinde yapılmaktadır.
Türkiye?de ekonomik düzen hayvan ve hayvan mahsullerine yeterince gelir sağlayacak seviyeye ulaşmadığından,yetiştirici hayvanına fazla para sarf etmeyecektir. Hayvanın ve onun mahsullerini kolaylıkla değerlendiremeyen köylü için hayvanında verim artışı sağlamanın faydası yoktur.Üretimde gerek kalite,gerekse kantite yönünden bir ilerlemenin olabilmesi için,üretilenin değer fiyatına satılması şarttır.Hayvancılık karlı ve faydalı olduğu müddetçe bir ilerleme kaydedilebileceğine göre,bunu temin edecek olan pazarlama işlerinin düzenlemesi bir zorunluluktur.
1.3.4. Hayvan Yetiştiricilerinin Eğitim Seviyesinin Yükseltilmesi Ve Araştırma Faaliyetlerinin Hızlandırılması
Irkların geliştirilmesinde rasyonel besleme ve modern yetiştirme teknikleri belli başlı tedbirlerdir. Bunların büyük ölçüde insan faktörüne bağlı olduğu aşikardır. Prodüktivite her şeyden önce bir zihniyet meselesidir. Prodüktivitenin arttırılabilmesi, insanın ekonomik ve sosyal hayatın yeni şartlarını benimsemesine,yeni teknikleri ve metodları uygulamasına bağlıdır.
Tarımsal geliri içinde hayvancılık sektörü gelirlerinin payı yüksek olan memleketlerde hayvan ve hayvan ürünleri üretimi,belirli bir kültür seviyesine sahip kişilerce yürütülmektedir.Türkiye?de hayvancılık sahasında çalışanların büyük bir kısmının hayvancılık bilgi ve tekniğinden yoksun oldukları bilinen bir gerçektir. Yetiştiricilerin büyük bir çoğunluğu ilkokul mezunu dahi değildir. Türkiye?de üreticilerin eğitim eksikliğinden ayrı olarak,görenek ve geleneklere bağlılık derecesi, salgın ve paraziter hayvan hastalıkları ile mücadele ve kontrolünde, dolayısıyla da üretimin arttırılmasında rol oynar.Türkiye hayvancılığının geliştirilmesi söz konusu olduğu zaman ortaya çıkan bir çok ayrıntılı meseleyi bilimsel metodlarla ortaya koyabilmek, bunların çözüm yollarını bulabilmek araştırma faaliyetleriyle sağlanabilir. Daha iyiye ulaşabilmek için hayvancılık çalışmalarının her yönünde geniş araştırmalara ihtiyaç vardır.Türkiye gerçeklerine ve gelişimlerine uygun,pratik sonuçlar verecek bilimsel ve teknik araştırmaların meselelere getireceği çözümlerden,teknolojinin yeni imkanlarından yetiştiricilerin faydalanabilmesi için,onların teknik bilgi ve görgülerini arttıracak bir eğitimin uygulanması mutlaka zorunludur.Türk hayvan yetiştiricilerinin işletmecilik konularına adapte olabilmeleri bilim ve tekniği kabul edip uygular hale gelmeleri için eğitim, yayın ve uygulama imkanları mutlaka seferber edilmelidir.
Ülkemizdeki uğraşlar - Yorumlar
Yapılan Yorumlar
BENZER İÇERİKLERİlginizi çekebilecek diğer içerikler
23 milyon vatandaşın ehliyeti değişecek! 28 Haziran 2012
Chat – Sohbet 06 Nisan 2011
Türk Tarihindeki Dandanakan Savaşı 03 Nisan 2011
Kadınları Mutlu Etmenin Yolları 09 Mart 2011
SOSYAL MEDYADA BİZSitemizin sosyal medya hesapları
ÖNE ÇIKAN KATEGORİLER
FACEBOOK'TA BİZ
Hoşgeldiniz
kelebek.gen.tr – kelebek mirc - Tüm Hakları Saklıdır