Yüklenmiş kanadına uzak kırların
ve gecelerin kar ürpertilerini
taşıyıp gelmiş buraya dek
hâlâ uğulduyor ürkek göğsünde
dağ başlarının çelik fırtınaları
Çocuksu bakışlarında yorgunluk değil
bir hasretin direnci var daha çok
ama üşüyor yanlızlıktan üşüyor
tek düşmüşlüğün acımsı utancından
boynu eğik bekliyor şafağı şimdi
Bir yanlızlık mıdır bunca çoğaltan
acıyı ve biberli yanılgıyı
ve bir yanlızlığı kabullenmek midir
inceden ve usuldan başlatan
yürekte burgaçlanan sancıyı
Sessizce çekilmiş dostların arasından
bir yanlışı sürdürmenin ortasından kendince
Ayrımına bile varılmamış o yangın günlerinde
Ama üşüyor şimdi kar fırtınasına tutulmuş
gibi üşüyor yalnız kuş
Şimdi biliyor artık yalnız kuş
biliyor ki artık gecikmiştir
yolcular varmıştır varacağı yere
Anlıyor ki şimdi yalnız kuş
yalnızlık yanlışlığın ilk adımıdır.